bugün

entry'ler (218)

cumhurbaşkanlığına şikayet

bugün hayatımda ilk defa üst bir merciye (bkz: cimer) şahsım adına şikayette bulundum. aslında şikayet konusu sadece şahsımı ilgilendirmiyor bütün asgari ücretlileri ilgilendiriyor ama belki diğer arkadaşlara da yol göstermiş olurum. başbakan'ın ya da maliye bakanı'nın sözleri yalanmış, asgari ücretliyi vergi dilimi etkilemeyecek demişlerdi ama ne yazık ki geçen aydan itibaren en az 30 tl kesinti yapıldı ve yapılacak maaşlarımızdan.
görsel
edit: bir mail daha geldi ve çalışma bakanlığıyla, maliye bakanlığına yönlendirilmiş. bir işe yaramayacak ama olsun bir umut işte.
görsel

2017 cumhurbaşkanlığı bütçe harcaması

link2: http://www.cumhuriyet.com..._yillik__2_milyon_TL.html

2017 cumhurbaşkanlığı bütçe harcaması

bugün itibari ile açıklanan, insan akıl ve ruh sağlığını ciddi anlamda sarsacak rakamlardan oluşuyor. merak edenler için http://www.sozcu.com.tr/2...iliskin-aciklama-2038073/

not:herkes biliyor kimse konuşamıyor; konuşanlar susturulup konu kapatılıyor, konuşmak isteyip de susmak zorunda kalanlar endişeyle hayatlarına devam ediyor.

half life daki deprem yeri

başlığı halife olarak okuyan bir ben değilmişim, gördüm sevindim ve gidiyorum.

atatürkün askerleriyiz diyenlern ortak özellikleri

tarihine sahip çıkan, geçmişini bilen ve geleceğini, geçmişte yaşanan gerek acı olaylardan gerek başarılardan ders alarak yönlendirmeye gayret eden kişilerdir.

kim milyoner olmak isterdeki batmanlı yarışmacı

sunucunun telefon jokerinizi kullanabilirsiniz önerisi üzerine verdiği cevapla yudumladığım çayı püskürtmeme neden olmuş yarışmacı.

kız isterken kızımız da ne iş yapıyor denilsin

mantıklı bir istektir. erkek tarafının neredeyse sülalesi araştırılırken kız tarafına pek soru sorulmaması, gelmişinin geçmişinin ve geleceğinin sorgulanmaması en azından açıkça dile getirilip sual edilmemesi doğru değildir. madem hayat müşterek ve evlilikte her şey şeffaf ve eşit olacak, kızlara da bu ve benzeri sorular sorulabilir.

whatsapp

ilk başta kişi listemi bulamadığım için sinir küpü olduğum sonra nerde nerde diye kurcalarken bulup tekrar mutlu olduğum güncel uygulama.
whatsapp ı açtığınızda mercek işareti var, onun yanında mesaj simgesi var ha işte ordaki mesaj simgesine tıklayıp kişi listenizi görüyorsunuz.

neden hayır diyoruz

uzak değil yakın zamana baktığımızda hepimizin duyduğu, televizyonlarda bangır bangır dönen, gazetelerde manşette yer alan o elim sözleri; KANDIRILDIK.
Neden hayır denmesi gerektiğini kendimce basit yoldan ifade edeyim.
Evde 6 kişiyiz (anne-baba-kardeşler). Evin bütün sorumluluklarını(mutfak-temizlik-bakım onarım-alışveriş-fatura gibi) babama vermek istiyoruz ve babam da çok istekli. Ev içinde küçük bir oylama yapıyoruz ve babam tek sorumlu oluyor. Zaman geçiyor bir gün babam biriyle karşılaşıyor ve o kişi babama bu sorumluluklardan vazgeçmesi için fikir veriyor. Başka biri geliyor başka bir şey söylüyor. Babamın kafası karışmaya başlıyor, işin kötü yanı artık bizlerle de paylaşamayacak, bizlere fikrimizi soramayacak ya da karşısındaki kişiye dur ben bir hanıma sorayım, çocuklara sorayım diyemeyecek çünkü tek yetkili o oldu. Bir zaman sonra babam kendine akıl veren kişinin sözünü dinliyor ve ailemizde hiçbirimizin onay veremeyeceği şeyleri yapmaya başlıyor. Biz ses çıkartamayız çünkü biz ona o yetkiyi verdik. Sonuç hüsranla bitiyor aile darboğaza, sıkıntıya girip gerilmeye başlıyor. Biz tam sesimizi çıkartmaya başlayacakken ordan babamın sesini duyuyoruz KANDIRILDIM...

kısacası, bir kişiyi ikna etmek mi daha zordur, yoksa bir kaç kişiyi mi? sadece bu bile hayır demem için yetecek.

mersin

şehrin altyapısı olmadan üstyapısı ile ilgilenen bir belediyecilik anlayışının hüküm sürdüğü ve sonucunda bugün de görüldüğü gibi sel felaketi yaşadığımız sahil kentimiz.

doları kendisinin düşürdüğünü sanan çomar

dolarını bozduran herkese teşekkür ediyoruz önlerinde saygıyla eğilip kalktıkan sonra onlara şu soruları yöneltiyoruz;
1) hangi düşünce ile kıyıda köşede tuttuğunuz dövizinizi satmaya karar verdiniz daha doğrusu hiç düşündünüz mü?
2) bankalara ya da döviz bürolarına gidip tl aldığınızda vatanı kurtardığınızı mı hissettiniz, yoksa tamamen bilinçsiz miydiniz?
3) döviz piyasasını belirleyen etkenler hakkında bilginiz var mı yoksa tamamen içgüdüsel bilginizi mi kullanıyorsunuz?
4) yurtdışı ekonomik verileri takip ederek mi bozdurmaya gittiniz, ya da itaat etme duygusu mu ağır bastı?

hamile kadına saldırı

saldıracak tabii ki en doğal hakkı, hatta saçlarından tutup yerlerde sürüklemesi, ağzını burnunu kan revan içinde bırakması gerekiyordu az bile yapmış. niye mi;
ANKARA BÜYÜKŞEHiR BELEDiYE BAŞKANI MELiH GÖKÇEK:Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün, günahı ne? anası ölsün öyleyse.
ESKi BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ: KAHKAHA ATAN KADIN iFFETSiZDiR.
ESKi MiLLi SAVUNMA BAKANI VECDi GÖNÜL: TÜRK KADINI EViNiN SÜSÜDÜR
MALiYE BAKANI MEHMET ŞiMŞEK: KADINLAR iŞ ARADIĞI iÇiN iŞSiZLiK YÜKSEK
AKP MiLLETVEKiLi SEFER ÜSTÜN: Tecavüzcü kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masumdur.
AiLE BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU: Ensar Vakfı’na yöneltilen cinsel istismar iddialarına ilişkin, "Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz.

bu sözleri söyleyenler bu ülkeyi yönetenler ve bu sözleri söyleyenlere alkış tutan, savunan, oy veren herkes bu yaşanan ve ileride yaşanacak nice iğrenç olaydan sorumlu olacaklar. Nasıl ki şehitlerimiz için bile yayın yasağı getirtilip halkı hissizleştirdilerse, bu benzeri olaylardan sonra da aynı şeyleri yapıp halkı uyutacaklar. Hepimiz ağır bir komadayız ve uyanmak bile istemiyor gibiyiz. Beyinlerimiz dolmuş, kalplerimiz donmuş, vicdanlar kör sağır dilsiz.

mehmet barlas deyince akla gelenler

bukalemun.

gezi parkı eylemleri

sayısız yaralanmalara, ölümlere neden olan ve Türkiye yakın tarihinde bir benzeri yaşanmamış olaydır. Kimine göre olması gerekendi, kimine göre teröristlerin işiydi, ne var ki hiç bir şey değişmedi. ne insanların üzerindeki baskı azaldı, ne basına özgürlük sağlandı, ne kadın hakları iyileştirildi ne de kesilen ağaçların yerine yenileri dikildi. ölen öldüğüyle kaldı, yaralananlar ise yaşamlarına çok büyük eksikliklerle devam etti ve ediyor. gencinden yaşlısına kadınından erkeğine hatta çocukların bile katıldığı, şenlik havasında başlayıp ölümlerle bitmesiyle sonuçlanan olayın sorumluları elbette ki sadece hükümet değildi. fakat baskının yasağın ve dayatmanın olduğu yerlerde isyan kaçınılmaz olur. lider vasfına sahip kişiler de bu isyanı en makul şekilde bastırabilmeliler. fakat öyle olmadı ve baskıya karşı başlatılan bu isyanı, devleti yönetenler yine baskı ve şiddetle sindirebileceğini düşünerek akıllara durgunluk veren söylem ve eylemlerde bulundu. doğal olarak istanbul'da başlayan bu olay ülkenin her yanına yayıldı.
evet mesele ağaç meselesi değildi sadece.
kadının özeline karışma meselesiydi
içki içenlerin içkisine ve şahsına karşı yapılan söylemler ve tutumdu mesele
medyanın tek taraflı yayın yapmasıydı mesele
kendi görüşünden olmayanların dışlanma, ezme aşağılanmasıydı mesele
eğitim sistemindeki yanlışlıklardı mesele
aynı şekilde sağlık hizmetlerindeydi mesele
din kavramının her alana katılmasıydı mesele

yani meseleler çoktu ama çözüm yoktu. çözüm için halk gözünü açtı, başını kaldırdı. eline bayrağını, tenceresini tavasını aldı. yeter demek istedi.
diyemedi.
gaz yedi, jop yedi ve en vahimi kurşun yedi.
olaylar bitti ve bir özür bile gelmedi.
evet gezi parkı olayları tabi ki bu kadar sınırlı değildi. yaşananları yaşayanlar bilir.

hayatında hiç balık tutmaya gitmemiş kişi

eğer deniz, nehir,ırmak gibi avlanma ortamı olupta hiç gitmemiş kişilerse evet o kişiler daha sabretmenin ne demek olduğunu, sabreden derviş muradına ermiş deyimini ya da sabreden derviş muradına eremeden ölüp gitmiş deyimlerini yaşamamış kişilerdir. zevk alıp almamak önemli değildir, ama elinin altında imkan varken bir kez bile denememiş kişilerin hayatlarını sorgulamalarını rica ederim.

yazarların gördükleri maksimum hız

501 km, adana istanbul arası pegasus uçağının kokpitinde gördüğümdür.

yazarların şu an dinlediği şarkılar

emre aydın- belki bir gün özlersin.

türkiyenin atombombası olsa ne olurdu sorunsalı

yanlışlıkla elimizde patlatırdık ya da başka bir yerimizde.

gss prim borcu affı 2015

hiç bir zaman ve hiç bir şekilde borçlandırılan kişilerin borçları silinmemiştir. ama medya ve buna inanan insanlar devlet borcumuzu sildi ya da silecek gibi hayal aleminde yaşamaya devam etti. ne vergi borcu, ne prim borcu ne k.kartı faiz borcu ne dün ne bugün borçlunun borcundan düşürülmedi kimse kimseyi kandırmasın. af dediler, yapılandırma dediler ama başına gelen bilir, devletin yaptığı ne bir af ne bir yapılandırma. Vatandaşın ödeme gücü olsa zaten öder, ister peşin ister taksitli. Devlet ise tam tersini yapıyor, borcunu yapılandırma adı altında alıyor belirli bir faiz koyuyor ondan sonra seni ödemeye mecbur bırakıyor. Bir de ödedin diyelim 2 3 ay sonra ödeyemedin, gitti o önceki ödediklerinde hesaba katıp borcundan düşmüyorlar. Kimse gelip masal anlatmasın, devlet hiç bir zaman vatandaşını düşünmez.

gastronomi ve mutfak sanatları

türkiye'de sayılı üniversitede bulunan ve kontenjanı oldukça düşük tutulan fakat mezun olunduktan sonra çok güzel yerlerde ve güzel maaşlarla iş imkanı sunan bir bölümdür. bu alanda kendini geliştirmenin sınırı yoktur. mutfak işlerinden zevk alanların en büyük hayalidir.